ISSN 1016-5169 | E-ISSN 1308-4488
TÜRK KARDİYOLOJİ DERNEĞİ ARŞİVİ - Turk Kardiyol Dern Ars: 48 (6)
Cilt: 48  Sayı: 6 - Eylül 2020
DAVETLI EDITÖRYAL YORUM
1. 
Koroner arter hastalıklarında yeni bir gösterge
A new indicator in coronary artery diseases
Nihan Erginel Ünaltuna
PMID: 32955032  doi: 10.5543/tkda.2020.65977  Sayfalar 555 - 557
Makale Özeti |Tam Metin PDF

ARAŞTIRMA
2. 
Koroner yavaş akım fenomeninde hücresel iskemi için yeni gösterge: Serbest DNA
New indicator of cellular ischemia in coronary slow-flow phenomenon: Cell-free DNA
Mustafa Yolcu, Ali Dogan, Nuri Kurtoglu, Veysel Sabri Hancer, Mehmet Gürbüzel
PMID: 32955030  doi: 10.5543/tkda.2020.45605  Sayfalar 558 - 565
Amaç: Koroner yavaş akım fenomeni (KYAF) en az bir majör epikardiyal koroner arterde kan akımının distal damar yatağına geç ulaşması olarak tanımlanır. Serbest hücresel DNA (shDNA), hücre nükleuslarından serbestleşen ve dolaşımda serbest olarak tespit edilebilen DNA tipidir. Bu çalışmada, KYAF’de hücresel düzeyde iskeminin göstergesi olan shDNA düzeylerinin artıp artmadığını göstermeyi amaçladık.
Yöntemler: Bu çalışmaya, 23 KYAF’lı ve 23 anjiyografik olarak normal koroner arterlere (NKA) sahip toplam 46 hasta alındı. Grupların shDNA düzeyleri, klinik, biyokimyasal ve anjiyografik özellikleri karşılaştırıldı.
Bulgular: Ortalama yaş KYAF grubunda 53.8±10.3 ve NKA grubunda 56.6±9.4 idi. Laboratuvar bulguları ve bazal klinik karekteristikleri yönünden gruplar arasında istatistiksel anlamlı fark yoktu. Plazma shDNA düzeyleri KYAF’da 5.04±2.37 ng/µL, NKA’da 2.28±1.09 ng/µL olarak tespit edildi (p<0.001).
Sonuç: Farklı invaziv ve noninvaziv çalışmalar KYAF’da miyokardiyal iskeminin varlığını göstermiştir. Çalışmamızda KYAF’lı hastalarda mikrovasküler bozukluğa bağlı olarak, hücresel düzeyde iskemi ve hasarın göstergesi olan shDNA düzeyinin anlamlı şekilde arttığını gösterdik.

3. 
Protez kalp kapak trombozu olan hastalarda trombolitik tedavinin hemen sonrasında endotel fonksiyonlarında gözlenen iyileşme
Improvement of endothelial function early after thrombolytic therapy in patients with prosthetic heart valve thrombosis
Beytullah Çakal, Macit Kalçık, Ahmet Güner, Mahmut Yesin, Mustafa Ozan Gürsoy, Sabahattin Gündüz, Süleyman Karakoyun, Emrah Bayam, Semih Kalkan, Mehmet Özkan
PMID: 32955025  doi: 10.5543/tkda.2020.23621  Sayfalar 566 - 575
Amaç: Protez kapak trombozu (PKT) gelişimi protez kalp kapaklı hastalarda ciddi bir komplikasyondur. Son zamanlarda trombolitik tedavi (TT) PKT tedavisinde ilk tercih olarak yaygın olarak kullanılmaktadır. Daha önceki çalışmalarda PKT hastalarında endotel disfonksiyonunun varlığı bildirilmiştir. Bu çalışmada, PKT hastalarında TT sonrasında endotel fonksiyonlarında olan değişiklikleri araştırmayı amaçladık.
Yöntemler: Bu çalışmaya TT öncesi ve sonrası prospektif olarak takip edilen 85 PKT hastası [kadın: 53 (%62,3), ortalama yaş: 48,7±13,9 yıl] dahil edildi. Tüm hastalar transtorasik ve transözofajiyal ekokardiyografi ile değerlendirildi. Tüm hastalarda düşük doz ultra yavaş infüzyon rejimine göre TT uygulandı. Endotel fonksiyonları reaktif hipereminin neden olduğu akım aracılı genişleme (Flow Mediated Dilation, FMD) ölçülmesi ile değerlendirildi.
Bulgular: Çalışmaya 38 (%44,7) tıkayıcı ve 47 (%55,3) tıkayıcı olmayan PKT hastası alındı. Tıkayıcı PKT hastaları tıkayıcı olmayan PKT hastalarına göre daha düşük bazal FMD değerlerine sahiplerdi (%5,31±0,76 ve %5,87±0,84; p=0,003). TT 79 (%92,9) PKT hastasında başarılı idi. Ortama FMD değerleri başarılı TT grubunda TT sonrasında anlamlı olarak yükseldi (%5,65±0,86 ve %7,13±1,26; p<0,001). Başarısız TT grubunda TT sonrası FMD değerlerinde anlamlı değişiklik izlenmedi (%5,07±0,61 ve %5,38±0,95; p=0,371). Tıkayıcı PKT olan hastalarda TT sonrasında FMD değerleri anlamlı olarak yükseldi (%5,31±0,76 ve %8,22±1,15; p<0,001). Fakat, tıkayıcı olmayan PKT hastalarında TT sonrası FMD değerlerinde anlamlı değişiklik izlenmedi (%5,87±0,84 ve %6,11±0,95; p=0,276).
Sonuç: Bu çalışmada, tıkayıcı PKT hastalarında başarılı TT’nin bozulan endotel fonksiyonlarının düzelmesine katkı sunabildiği gösterilmiştir.

4. 
Günümüz dijital döneminde Google üzerinden ulaşılan sitelerin kolesterol yaklaşımı açısından değerlendirilmesi
Evaluation of websites reached using Google in the modern digital era related to approach to cholesterol
Mert İlker Hayıroğlu, Göksel Çinier, Nurgül Keser, Mehmet Uzun, Ali Karagoz, Ali Serdar Fak, Ertugrul Okuyan, Can Altundaş, Ilker Tekkesin
PMID: 32955028  doi: 10.5543/tkda.2020.40306  Sayfalar 576 - 584
Amaç: Doğruluğu açısından herhangi bir yasal veya medikal uygulama ortaya koyulmamış olmasına rağmen, Google medikal konularda bilgi kaynağı olarak çok yaygın kullanılmaktadır. Çalışmamızın amacı içerik geçerliliklerine göre kolesterol konusunda çok okunan Türkçe yazıların değerlendirilmesiydi.
Yöntemler: Google trends 5 Ocak 2019 tarihinde Türkiye’de ‘kolesterol’ ve kolesterol kelimesini içeren en popüler dokuz sözcük grubu açısından taratıldı. Her aratılan sözcük veya sözcük grubu açısından 100 adet bağlantı elde edildi ve sonuçta 1000 bağlantıya ulaşıldı. Bu ulaşılan bağlantılar oluşturduğumuz veri tabanında birden fazla yer alıyorsa silindi, tekrar sınıflandırıldı ve sonuç olarak 604 adet bağlantı çalışma grubunu oluşturdu. Bu amaçla literatürde herhangi bir skorlama sistemi yer almadığı için, yazarlar kolesterol konusuna odaklanan ve genel kabul gören son zamanlarda yayınlanmış rehberleri kullanarak kontrol listesi oluşturdu. Yazıların içerikleri yanlış yönlendiren, yetersiz ama uygun, yeterli ve uygun olarak sınıflandırıldı.
Bulgular: Yazıların kaynakları şu şekildeydi: Üniversiteler n=8, %1.3, hastaneler n=6, %0.9, kişisel bloglar n=200, %33.1, sağlık internet siteleri n=183, %30.2, gazete kaynaklı yazılar n=207, %34.2. 235 yazı (%38.9) yeterli ve uygun olarak, 35 yazı (%5.7) yanlış yönlendiren olarak sınıflandırıldı. 378 yazıda (%62.5) tıbbi hekimlere yazının herhangi bir kısmında yer verildiği görüldü. Üniversite veya hastaneden yayınlanan yazılar uygun olan grupta sınıflandırıldı. Yanlış yönlendiren ve uygun olan yazılar arasında kelime sayısı bakımından istatistiksel olarak fark saptandı.
Sonuç: Google kolesterol konusunda yanlış yönlendirenden uygun olana kayda değer sayıda yazıya bağlantı sağlamaktadır. Google ile ulaşılan sitelerdeki kolesterol ile ilişkili yazılarda kalite düşüklüğü okunacak yazıların çok ciddi özenle seçilmesi gerektiğini göstermektedir.

5. 
Prognostik nütrisyon indeksinin transkateter aortik kapak implantasyonu sonrası kısa dönem sağ kalıma etkisi
Effect of prognostic nutritional index on short-term survival after transcatheter aortic valve implantation
Cafer Panç, Emre Yılmaz, İsmail Gürbak, Fatih Uzun, Mehmet Ertürk
PMID: 32955034  doi: 10.5543/tkda.2020.97709  Sayfalar 585 - 593
Amaç: Transkateter aort kapak implantasyonu (TAVİ), ciddi aort darlığında orta-yüksek riskli veya cerrahiye uygun olmayan hastalarda, cerrahi aort kapak değişimine iyi bir alternatiftir. TAVİ çoğunlukla yaşlı hastalara uygulanmaktadır. Geleneksel risk faktörleri birçok komorbiditeyi içermesine rağmen yaşlı hastalara özgü fonksiyonel bozuklukları içermemektedir. Nütrisyonel ve enflamatuvar durumların her ikisini içeren basit ve kullanışlı bir parametre olan prognostik nütrisyon indeksi (PNİ), yaşlılardaki bu fonksiyonel bozulmayı yansıtır. Çalışmanın amacı, PNİ’nin TAVİ sonrası kısa dönem sağ kalım üzerine etkisini araştırmaktır.
Yöntemler: TAVİ yapılan 302 hastada PNİ değeri hesaplandı. Çalışma popülasyonu PNİ’nin kestirim değerine göre iki gruba ayrıldı: PNİ >43.37 (n=213; %70) ve PNİ <43.37 (n=89; %30). TAVİ sonrası 30 günlük sağ kalımda PNİ’nin prediktif değerini değerlendirdik.
Bulgular: Düşük PNİ değeri olan hastaların 30 günlük mortalitesi yüksek PNİ değeri olanlara göre daha yüksekti. (%3.3–%31.5; p<0.001). Majör vasküler komplikasyonlar ve kardiyak tamponadın düşük PNİ grubunda daha yüksek olduğu bulundu. 30 günlük sağ kalım için PNİ’nin kestirim değeri olan 43.37’nin özgüllüğü %94.3, duyarlılığı %74.3 ve negatif prediktif değeri %96.7 idi. PNİ, TAVİ sonrası 30 günlük mortalite için bağımsız risk faktörü olarak tespit edildi.
Sonuç: Yüksek PNİ değerleri, kısa dönemde yüksek sağ kalım ve düşük TAVİ sonrası komplikasyonlarla ilişkili olarak bulundu.

6. 
Obez hastalarda sağ ventriküler disfonksiyonunun saptanmasında miyokardiyal performans indeksi ile isovolumetrik kasılma fazındaki sağ ventriküler akselerasyonun karşılaştırılması
Comparison of myocardial performance index and right ventricular myocardial acceleration during isovolumic contraction in detection of right ventricular dysfunction in obese patients
Murat Ziyrek, Mehmet Sertaç Alpaydın
PMID: 32955033  doi: 10.5543/tkda.2020.72246  Sayfalar 594 - 604
Amaç: Obezitenin kalp yetersizliği için bir risk faktörü olduğu bilinmesine rağmen, bu konuda yapılmış çalışmaların çoğunda obezitenin sol kalp fonksiyonları üzerine etkisi incelenmiştir. Bu çalışmada, obezite derecesinin sağ kalp fonksiyonları üzerine etkisini incelemeyi, farklı ekokardiyografik modalitelerin sağ ventriküler disfonksiyonu belirlemedeki duyarlılık ve özgüllüğünü karşılaştırmayı amaçladık.
Yöntemler: Toplam 116 hasta çalışmaya dahil edildi. Dahil edilen hastalar beden kitle indeksine (BKİ) göre, yaş ve cinsiyet açısından eşleştirilmiş 4 gruba ayrıldı. Transtorasik ekokardiyografi ile sağ kalp fonksiyonları değerlendirildi.
Bulgular: Sağ atriyum (RA) çapı; obez ve morbid obez grupta, sağ ventriül (RV) çapı ise sadece morbid obez grupta anlamlı derecede daha büyüktü. Sağ ventriküler isovolumetrik akselerasyon (R-IVA); fazla kilolu gruptan itibaren anlamlı derecede daha düşüktü (sırasıyla, p=0.020;
p<0.001; p<0.001). Miyokart performans indeksi (MPİ) ise fazla kilolu gruptan itibaren anlamlı derecede daha yüksekti (sırasıyla, p=0.015; p<0.001; p<0.001) MPİ ile BKİ arasında güçlü pozitif korelasyon r=0.833, p<0.001), R-IVA ile BKİ arasında ise orta derecede negatif korelasyon = (-0.547, p<0.001) mevcuttu. Reciever operator curve analizi BKİ 30.50 kg/m2 kestirim değerinin R-IVA için %76.7 duyarlılık ve %72.3 özgüllük ile, BKİ 30.45 kg/m2 kestirim değerinin ise MPİ için %93.3 özgüllük ve %94.3 duyarlılıkla RV sistolik disfonksiyonunu öngördürdüğünü göstermiştir.
Sonuç: Bu çalışmada, bilinen hastalığı olmayan sağlıklı bireylerde obezitenin sağ kalp fonksiyonlarını anlamlı derecede etkilediği ve obezite derecesi ile sağ kalp fonksiyonlarındaki bozulma arasında anlamlı korelasyon olduğu gösterilmiştir. Ayrıca BKİ’nin RV sistolik disfonksiyonunu
öngörmede tek başına kullanılabileceği gösterilmiştir.

7. 
Patent duktus arteriyozuslu hastaların tedavisinde eş zamanlı asetaminofen ve ibuprofen kullanımına yönelik artmış eğilim
Positive tendency toward synchronous use of acetaminophen and ibuprofen in treating patients with patent ductus arteriosus
Roya Oboodi, Khadijeh Sadat Najib, Hamid Amoozgar, Shahnaz Pourarian, Mozhgan Moghtaderi, Nima Mehdizadegan, Fatemeh Sabzevari
PMID: 32955023  doi: 10.5543/tkda.2020.03902  Sayfalar 605 - 612
Amaç: Prematüre yenidoğanlarda duktus arteriyozusun kendiliğinden kapanması sıklıkla başarısız olur ve bu durum artmış morbidite ve mortalite ile ilişkilendirilebilir. Açıklığın kapanmasını sağlamak için ilk olarak farmakolojik tedavi uygulanmakta olup çeşitli steroid olmayan anti-enflamatuvar ilaçlar kullanılabilir. Bu çalışmanın amacı, asetaminofeni ibuprofen ile birleştirmenin patent duktus arteriyozus (PDA) tedavisinde bu ilaçların tek tek kullanımından daha etkili olup olmadığını belirlemekti.
Yöntemler: Bu randomize, kontrollü çalışmaya, PDA’lı 154 prematüre yenidoğan alındı. Hastalar 3 gruba randomize edildi: Asetaminofen grubu (n=67), ibuprofen grubu (n=68) ve kombinasyon ilaç grubu (n=19). İlaca başlamadan önce ve birinci ve ikinci tedavi kürünü tamamladıktan sonra ekokardiyografi yapıldı. Üç tedavi yönteminin güvenliğini değerlendirmek için kan belirteçleri ölçüldü.
Bulgular: İlk tedavi küründen sonra asetaminofen grubundaki bebeklerin %76.1’inde, ibuprofen grubundakilerin %76.4’ünde ve kombinasyon tedavi grubunun %78.9’unda PDA’nın kapandığı görüldü (p=0.97). İkinci bir tedavi küründen sonra kapanma oranı asetaminofen grubunda %43.7, ibuprofen grubunda %62.5 ve kombinasyon grubunda %100 idi. Kullanılan üç tedavi yöntemine ilişkin herhangi bir komplikasyon yoktu.
Sonuç: Asetaminofen ve ibuprofenin birlikte kullanımı PDA’nın kapatılmasında etkili bir seçenek olabilir. Bu sonuçları doğrulamak için daha büyük örneklem büyüklüğüne sahip başka çalışmaların yürütülmesi tavsiye edilir.

OLGU BILDIRISI
8. 
Karotis stentleme sonrası gelişen psödoanevrizma: Bir olgu sunumu ve literatür derlemesi
Pseudoaneurysm after carotid stenting: A case report and review of the literature
Ahmet Güner, Selçuk Pala, Sabahattin Gündüz, Şeyhmus Külahçıoğlu, Ezgi Gültekin Güner
PMID: 32955027  doi: 10.5543/tkda.2020.34609  Sayfalar 613 - 618
Karotis arter stentlemesi, karotis arter stenozunun tedavisinde son 30 yıldır yaygın olarak kullanılan girişimsel bir tedavi yöntemidir. Güncel literatürde, majör kardiyovasküler komplikasyonların tersine karotis psödoanevrizmasına (PA) daha az vurgu yapılmıştır. Karotis arter PA’sı, travma, spontan enfeksiyon, vaskülit veya iyatrojenik nedenlerden kaynaklanabilir. Ancak, karotis stentlemeye ikincil PA oluşumu insidansı oldukça nadirdir. Daha nadir olarak tamamen semptomsuz olabilse de genellikle semptomlu (boyun şişmesi, sinir sıkışması, solunum sıkıntısı, ses kısıklığı, disfaji ve iskemik serebrovasküler olaylar) seyreder. Doppler ultrasonografi, kontrastlı bilgisayarlı tomografi ve konvansiyonel anjiyografi temel tanı aracıdır. Tedavide cerrahi seçenek olarak primer kapatma, greft interpozisyonu dahil tarif edilmiştir. Endovasküler yaklaşım ile kapalı/çıplak metal stentin yerleştirilmesi cerrahiye alternatif bir tedavi yöntemidir.

9. 
İdiyopatik pulmoner fibrozun akut alevlenmesine bağlı olarak hipoksinin seyrindeki çeşitli ekokardiyografik değişiklikler
Diverse echocardiographic changes in the course of hypoxia due to acute exacerbation of idiopathic pulmonary fibrosis
Toshimitsu Tsugu, Yuji Nagatomo, Hidefumi Koh, Kaoru Tanaka, Patrizio Lancellotti
PMID: 32955026  doi: 10.5543/tkda.2020.30464  Sayfalar 619 - 622
İdiyopatik pulmoner fibroz (İPF) ilerleyici bir parankimal hastalıktır. Pulmoner hipertansiyon (PH), İPF seyrinde ortaya çıkabilen potansiyel olarak ölümcül bir komplikasyondur. İPF-PH olgularının sağlık durumu genellikle tedrici olarak kötüleşirken bazen hastaların sağlık durumu hipoksi nedeniyle aniden bozulabilir. Bu olgu raporu, 73 yaşında bir erkekte 2 hipoksik atak epizodunda gözlenen farklı ekokardiyografik değişiklikleri göstermektedir. Başvuru anında, triküspit yetersizliği pik gradyanı (TRPG) 21 mmHg ve oksijen satürasyon oranı %94 (O2: 4 L / dak) idi. Hastaneye kabulden beş gün sonra, TRPG ve oksijen satürasyonu kötüleşti [TRPG: 85 mmHg, oksijen satürasyonu: %72 (O2; 4 L / dak)]. Hipoksik pulmoner vazokonstriksiyon nedeniyle hastaya İPF-PH tanısı konuldu. Oksijen tedavisi ve metilprednizolon puls tedavisi (MPT) uygulandı. MPT tedavisinden beş gün sonra, hipoksi ve PH iyileşti [TRPG: 21 mmHg, oksijen satürasyonu: %95 (O2: 4 L / dak)]. MPT’den 20 gün sonra oluşan İPF’nin akut eksaserbasyonu (İPF-AE) nedeniyle ikinci bir MPT dozu uygulandı. TRPG ve oksijen satürasyonu düşmedi [TRPG: 27 mmHg, oksijen satürasyonu: %94 (O2: 4 L / dak)]. Hasta ikinci MPT dozundan 10 gün sonra hayatını kaybetti. İPF-PH varlığında İPF-AE’nin bozulmasıyla sıradışı ekokardiyografik bulgular gözlendi.

10. 
Teff tohumlu bitkisel çayın neden olduğu ciddi hipokalemiye bağlı döndürülmüş ani kardiyak ölüm: Olgu sunumu
Resuscitated sudden cardiac death due to severe hypokalemia caused by teff grain herbal tea: A case report
Murat Akçay, Serkan Yüksel
PMID: 32955031  doi: 10.5543/tkda.2020.57996  Sayfalar 623 - 626
Obezite, yaygın bir sağlık sorunudur ve dünyada giderek artmaktadır. Geleneksel olmayan tedavilerin, özellikle bitkisel tedavi yöntemlerinin uygunsuz ve kontrolsüz kullanımı, kolay bulunabilirlik nedeniyle artmıştır. Bizim vakamızda, 41 yaşında erkek hastada evde çarpıntı, bilinç bulanıklığı ve ardından bayılma gelişti. Bilinç kaybının ardından kalp durması meydana geldi. Acil tıbbi ekip çağrıldı ve acil tıbbi ekip gelene kadar eşi tarafından hastaya kalp masajı yapıldı. Kardiyak arrestten beş dakika sonra monitörde ventriküler fibrilasyon saptandı ve hasta defibrile edildi. Fizik muayenede hipotansiyon ve taşikardi saptandı. Elektrokardiyografide hızlı idiyoventriküler ritim, yakalama ve füzyon vurularıyla birlikte DII, DIII, aVF derivasyonlarında belirgin J dalgası izlendi. Beyin manyetik rezonans görüntüleme, torasik tomografide kliniği açıklayacak bir patoloji saptanmadı ve koroner anjiyografi normal koroner arterler olarak raporlandı. Laboratuvar parametreleri K=2.23 mEq/L, kan gazında iyonize K=2.43 mEq/L, Na=142 mEq/L, Ca=9.3 mg/dL, kreatinin=1.6 mg/dL, pH=7.29, cTnI=0.12 (0–0.11 ng/mL) ve kütle CK-MB=8.3 (0–3.23 ng/mL) olarak tespit edildi. Sıvı ve elektrolit replasman tedavisinden sonra elektrokardiyografide sırasıyla atriyal fibrilasyon ile birlikte dar QRS ve sonra düzeltilmiş QT değeri 490 msn ile birlikte normal sinüs ritmi görüldü. Hasta takipte ekstübe edildi. Koroner arter hastalığı için bir risk faktörü, ilaç ya da madde kullanımı öyküsü ve duygusal veya fiziksel strese maruziyet yoktu. Kilo vermek için beş gündür yoğun bir şekilde “Teff” çayı aldığını belirtti. Hasta komplikasyonsuz taburcu edildi ve dokuz aydır asemptomatik takip edilmektedir. Kilo kaybı için uygun olmayan alternatiflerin kullanımı, özellikle Teff çayı gibi bitkisel tedaviler ve ilişkili yan etkiler, geniş kullanılabilirlik ve kolay erişim nedeniyle artmaktadır. Toplum bu konuda uyarılmalıdır.

OLGU GÖRÜNTÜSÜ
11. 
Sağ ventriküle açılan post-infarkt sol ventrikül anevrizması
Post-infarction aneurysm of left ventricle perforating the right ventricle
Hicaz Zencirkıran Ağuş, Alkım Ateşli, Ali Kemal Kalkan, Mehmet Ali Astarcıoğlu, Mustafa Yıldız
PMID: 32955029  doi: 10.5543/tkda.2020.45301  Sayfa 627
Makale Özeti | İngilizce Tam Metin | Video

12. 
Bilinenin nadir görüleni: Dev interatriyal septal anevrizma
A rare manifestation of a known entity: Giant interatrial septal aneurysm
Yalçın Velibey, Fatma Can, Kemal Emrecan Parsova, Tolga Sinan Güvenç
PMID: 32955024  doi: 10.5543/tkda.2020.23598  Sayfa 628
Makale Özeti | İngilizce Tam Metin | Video

13. 
Kardiyoloji yayınlarında gündem ve yorumlar
Comment on cardiology publications
Ertan Ural
Sayfa 629
Makale Özeti |Tam Metin PDF



Journal Metrics

Journal Citation Indicator: 0.18
CiteScore: 1.1
Source Normalized Impact
per Paper:
0.22
SCImago Journal Rank: 0.348

Hızlı Arama

Copyright © 2025 Türk Kardiyoloji Derneği Arşivi