AMAÇ Atriyal fibrilasyon (AF), kardiyak aritmilerin en sık nedeni olup psikolojik iyi oluş üzerinde olumsuz etkilere sahiptir. Bu çalışmanın amacı, non-valvüler AF hastalarında depresyon ve anksiyete prevalansını değerlendirmek ve bu psikolojik durumlar ile uygulanan tedavi rejimleri arasındaki ilişkiyi incelemektir.
YÖNTEM Kesitsel nitelikteki bu çalışma, 2021-2022 yılları arasında non-valvüler AF tanısı ile tedavi gören toplam 255 hastayı kapsamaktadır. Hastaların psikolojik değerlendirmelerinde Beck Depresyon ve Beck Anksiyete Envanteri kullanılmıştır. Depresyon ve anksiyetenin belirleyicilerini tespit etmek amacıyla çok değişkenli regresyon analizi uygulanmıştır.
BULGULAR Çalışmaya dahil edilen hastaların 62'si warfarin, 124'ü yeni nesil oral antikoagülan (NOAK) kullanırken, 69'u herhangi bir oral antikoagülan (OAK) tedavisi almamaktaydı. Orta ve üstü şiddet baz alındığında, hastaların %68.6’sında depresyon, %64.7’sinde anksiyete tespit edilmiştir. NOAK kullanan hastalar ile herhangi bir OAK tedavisi almayan hastalar arasında anksiyete ve depresyon puanları açısından anlamlı bir fark bulunmazken, warfarin kullanan grupta diğer iki gruba kıyasla anlamlı derecede daha yüksek bulunmuştur. Depresyon şiddeti, yaş, anksiyete, CRP ve CHA2DS2-VASc puanları ile pozitif korelasyon göstermiştir. Anksiyete ise yaş, depresyon ve CHA2DS2-VASc skoru ile pozitif, ejeksiyon fraksiyonu ile negatif korelasyona sahipti. Regresyon analizi, warfarin tedavisinin anksiyete şiddetini öngörmede önemli faktörlerden biri olduğunu göstermiştir.
SONUÇ Çalışmamızın bulguları, warfarin kullanımının AF hastalarında belirgin psikolojik etkilere neden olduğunu ortaya koymaktadır. Eşlik eden psikiyatrik hastalıkların kötü prognoz ve artmış mortalite ile ilişkili olduğu göz önünde bulundurulduğunda, hastaların tedavi sürecinde ruhsal sıkıntılarının da ele alındığı uygun müdahale stratejilerinin geliştirilmesi önemli klinik faydalar sağlayabilir.
Copyright © 2025 Türk Kardiyoloji Derneği Arşivi