Hipertansiyon humoral, psikojenik ve beslenme alışkanlığı gibi mekanizmalarla izah edilmeye çalışılmaktadır. Son yıllarda ise endojen digoksin benzeri faktör (EDLF) ve bazal insülin ile hipertansiyon arasında bir ilişki olduğu dikkati çekmiştir. Çalışmamızda da bu iki parametre ile beraber mikroalbuninürinin, birbirleri ve hipertansiyon derecesi ile olan münasebetlerini inceledik. Bu amaçla yapılan çalışma, 50 hipertansif ve 10 normotansif kontrol grubu arasında gerçekleştirildi. Her iki grup arasında yaş, cinsiyet, ağırlık ortalamaları açısından fark yoktu. Çalışmaya alınan hiçbir olgunun metabolik, endokrin, hepatik ve da renal patolojisinin olmamasına titizlikle dikkat edildi. Plasma EDLF tayini için kompetitif immunoassay, insülin tayini için radioimmünoassay, mikroalbuminüri tayini için immunonephelometri yöntemleri kullanıldı. Çalışma sonucunda her iki grup arasında serum sodyum değerleri (p<0,0001), serum bazal insülin seviyeleri (p<0,001), serum endojen digoksin benzeri faktör düzeyleri (p<0,001) ve mikroalbuminüri miktarları açısından (p<0,05) anlamlı derecede fark bulundu. Serum sodyum değeri, bazal insülin seviyesi ve mikroalbuminüri düzeylerinin hem sistolik, hem de diastolik kan basıncı ile anlamlı olarak ilişkisi vardı. sonuçlar, hiperinsülinemi ve EDLF artışı ile tuzlu diyetle beslenmenin, hipertansiyon patogenezinde rol oynayabileceğini göstermektedir.
Anahtar Kelimeler: Hiperransiyon. insülin direnci. endojen digoksin benzeri faktör, mikroalbuminüriCopyright © 2024 Türk Kardiyoloji Derneği Arşivi