AMAÇ Kardiyovasküler hastalıklarda antitrombosit tedavinin temelini oluşturan aspirinle tedavi edilen hastalarda %0.4 ile %83.3 arasında değişen oranlarda aspirin direncine rastlanmaktadır. Bu çalışmada, kararlı koroner arter hastalığı (KAH) tanısı ile takip edilen ve 100 mgr/gün aspirin kullanan hastalarda modifiye tromboelastogram (mTEG) yöntemi kullanılarak aspirin direnci sıklığı ve aspirin direnci ile ilişkili klinik ve biyokimyasal parametrelerin araştırılması amaçlandı.
ÇALIŞMA PLANI Çalışmaya kararlı KAH tanısı ile izlenen ve 100 mgr/gün aspirin kullanan 168 hasta (115 erkek, 53 kadın; ort. yaş 60±8) alındı. Aspirine verilen yanıt mTEG yöntemi ile belirlendi. Bu yöntemde tam kanda araşidonik asitle oluşturulan trombosit agregasyon inhibisyonunun (TAİ) %50’nin altında olması aspirin direnci olarak kabul edildi.
BULGULAR Yirmi yedi hastada (%16.1) aspirin direncine rastlandı. Trombosit agregasyon inhibisyon düzeyi, hiperlipidemi, sigara kullanımı, spironolakton kullanımı, sistolik kan basıncı, nabız basıncı, total kolesterol ve fibrinojen ile negatif ilişki gösterdi. Çoklu regresyon analizinde, bunlar arasında sadece fibrinojen düzeyi (OO=1.063, p=0.010) ve nabız basıncının (OO=1.197, p=0.023) aspirin direnci ve TAİ’yi öngörmede bağımsız gösterge olduğu saptandı. Alıcı işletim karakteristiği analizinde, kesim değeri olarak nabız basıncı 50 mmHg ve fibrinojen değeri 400 mgr/dl alındığında, bunların aspirin direncini öngörmede duyarlığı sırasıyla %88.9 ve %74, özgüllüğü %64.4 ve %68 bulundu.
SONUÇ Fibrinojen düzeyi ve nabız basıncı ölçümünün aspirin direncini öngörmede kolay ve kullanışlı yöntemler olduğu düşünüldü.
Copyright © 2024 Türk Kardiyoloji Derneği Arşivi