TEKHARF Çalışmasının 1997/98 yazlarında gerçekleştirilen üçüncü takibinde muayene edilen toplam 2575 erişkinden 1599 erkek ve kadında kanda fibrinojen düzeyleri belirlenip bunun diğer bazı risk parametreleri ile ilişkisi incelendi. Plazmada fibrinojen Behring firmasının kiti ve türbidodensitometrik yöntemle ölçüldü ve kohortun rastgele bir bölümünde değerlerin referans laboratuvarında valide edilmesiyle gerekli ayarlama yapıldı. Ortanca yaş erkekte 46, kadında 48 idi. Ortalama değerler erkekte 2.68, kadında 2.88 g/I idi. Kadında yaşa bağımlı değilken, erkekte yaşta (her beş yaşta 0.1 g/I) artıyordu (r= 0.29, p<0.001). Mültivariye analizde sigara içimi her iki cinsiyette plazma fibrinojeninin anlamlı bir bağımsız belirleyicisi idi. Ayrıca, kadında bel çevresi, plazma trigliseridi ve HDL-kolesterol, erkekte de bel/kalça oranı fibrinojenin anlamlı birer bağımsız etkeni olarak saptandı; erkekte HDL-kolesterol sınırda anlamlı etken biçiminde belirdi. Tekdeğişkenli analizde total kolesterol ve bedeni hareketsizlik her iki cinsiyette fibrinojen değerleriyle, zayıf da olsa, anlamlı doğrusal korelasyon sergiledi. Plazma fibrinojen değerleri ile kadında beden kitle indeksi, sistolik ve diyastolik basınçlar, erkekte ise LDL-kolesterol değerleri arasında yine zayıf ama anlamlı korelasyon saptandı. Kadında fibrinojen ile LDL-K/HDL-K oranı arasında ters bağıntı da gözlendi. HDL-kolesterol ile fibrinojen konsantrasyonları arasında doğrusal ilişki açıklanamayan ilginç bir gözlem olarak yeniden ortaya çıktı. Batılı popülasyonlara göre orta düzeyde veya bir miktar yüksek bulunan erişkin fibrinojen düzeylerimizin, toplumumuzun koroner riskine katkı da bulunabildiği düşünülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Fibrinojen, risk faktörleri, Türk erişkinleriCopyright © 2024 Türk Kardiyoloji Derneği Arşivi