AMAÇ Yüksek trigliserid (TG) düzeyleri; aterosklerotik kardiyovasküler hastalık (ASKVH) ve pankreatit riskinde artma ile ilişkilidir. Amacımız, Türkiye'nin iki farklı coğrafi bölgesinde ciddi hipertrigliseridemi (HTG) ve pankreatit birlikteliğini değerlendirmek ve ülkemizdeki monogenik HTG’ye yol açan varyantları tanımlamaktır.
YÖNTEMLER Çalışmamızda 2014-2019 yıllarında endokrinoloji polikniklerine başvuran, TG düzeyi ≥500 mg/dL (5,7 mmol/L) olan HTG vakaları incelenmiştir. LPL, APOC2, APOA5, GPIHBP1, LMF1 ve APOE genleri, potansiyel olarak patojenik varyantları taramak için yeni nesil dizileme kullanılarak sekanslanmıştır.
BULGULAR Yüz otuz altı hastanın 64'ünde (%47,1) potansiyel olarak patojenik varyantlar tespit edildi. 42 (%30,9) vakada LPL, 10 (%7,4) vakada APOA5, 5 (%3,7) vakada APOC2, 5 (%3,7) vakada LMF1 ve 2 (%1,5) vakada APOE varyantları saptandı. Pankreatit geçiren grupta (n = 76, %56,3) LPL varyantları, pankreatit öyküsü olmayan (n = 60, %43,7) gruba göre daha yüksek sıklıkta (P <0,001) görüldü. Pankreatit geçiren hastaların medyan TG'si 2083 mg/dL (23,5 mmol/L) ve pankreatit geçirmeyen hastaların medyan TG'si 1244,5 mg/dL (14,1 mmol/L) idi.
SONUÇ Pankreatit ve ASKVH’ın önlenmesi için HTG tanısına doğru bir yaklaşım önemlidir. Sekonder nedenleri dışladıktan sonra primer HTG için varyantların değerlendirilmesi, hasta merkezli hassas bir tedavi planının yapılmasına yardımcı olabilir.
Copyright © 2024 Türk Kardiyoloji Derneği Arşivi