Ocak 1984 ile Mart 1993 tarihleri arasında Türkiye Yüksek İhtisas Hastanesi (TYİH) Kardiyoloji Kliniği'nde PTCA uygulanan 1175 olgunun 51'inde akut oklüzyon (AO) gelişmiş olup bu olgular retrospektif olarak incelendi. 47'si erkek, 4'ü kadın olan bu olgularda koroner kan akımında azalma TIMI kriterlerine göre tanımlandı. Anjiyografik olarak AO tesbit edildiğinde, işleme ilaveten intrakoroner (İK) nitrat ve heparin yapılarak aynı balon ile 120 sn den uzun süreyle dilatasyon yapıldı. Yetersiz kalındığında autoperfüzyon balonu ile uzun süreli redilatasyon denendi. Bir olguda streptokinaz, bir olguda intimal flep nedeniyle direksiyonel koroner aterektomi ve bir olguda da Palmaz-Schatz stenti kullanıldı. İskemik bulguları kontrol altına alınamayan 12 olgu (% 23.5) acil koroner arter bypass greftleme (KABG)'ye verildi. 51 olgunun 18'inde (% 35) başarılı geri dönüş sağlandı. 33 olguda (% 65) başarı sağlanamadı. En çok başarı Cx lezyonlarında (% 56), en az başarı ise LAD lezyonlarında (% 22) elde edildi. Başarılı olunan 18 olgunun 14'ünde hiçbir komplikasyon gelişmezken 4'ünde ise non-QMI gelişti. Eski teknolojinin kullanıldığı Ekim 1984 ile Ekim 1990 arasında 333 olguda AO oranı % 6.6 ve başarılı geri dönüş % 18.2 iken Ekim-1990 ile Mart-1993 arasında 842 olguda ise AO % 3.4 ve başarılı geri dönüş oranı % 48.3 olarak bulunmuştur. Bu durum sonuçta yeni teknolojik ürünlerin invaziv kardiyolojide kullanılmaya başlanması ile AO oranında azalma ve başarı oranlarında artma olmakla birlikte, morbidite ve mortalitede tam bir iyileşme için daha yoğun araştırmalara gereksinim olduğunu göstermektedir.
Anahtar Kelimeler: Koroner anjiyoplasti, akut koroner tıkanma, koroner arter diseksiyonuCopyright © 2024 Türk Kardiyoloji Derneği Arşivi