Bilim dünyasında emek verenlerin gelenekleri, belirli standartlar ve değer ölçülerinin yanısıra objektif olma, dürüstlük, açık sözlülük ve mesleki yönden üstün ahlaklı olma özelliklerini taşımalarını gerektirir. Bilimsel yanıltma (scientific misconduct) araştırmanın değerini veya güvenirliğini azaltan her türlü girişim olarak tanımlanmaktadır. Ancak, bu tanımı yaparken disiplinsiz ve düzensiz araştırma (sloppy research) kavramı ile bilimsel yalancılık/yanıltma (fraud) kavramını birbirinden ayırmak gerekir. Disiplinsiz ve düzensiz araştırma yapan bir araştırıcı, araştırma planlanmasını, uygun metod seçimini, metodları uygulamasını, sonuçların analizini ve yorumunu bilmemektedir. Bilimsel saptırma veya yalancılık (Fraud) ise araştırıcının bilinçli olarak ve amaçlı bir yaklaşımla çalışmanın metod veya sonuçlarını "kötü niyetle" saptırması ve değiştirmesi olarak tanımlanmaktadır. Bilimsel yalancılığın hiçbir özürü yoktur. Birey şüphe üzerine uygun ve objektif yöntemlerle incelenmeye alınmalı ve bilimsel yalancılık deliller ile kesinleşecek olursa kendisine gereken ceza muhakkak verilmelidir. Bilimsel yalancılığın önlenmesinde üç genel yaklaşımın yararlı ve önemli olduğu üzerinde durulmaktadır: a) Araştırıcıların eğitimi ve öğretimi, b) Araştırıcılar üzerinde baskıları azaltmaya yönelik tedbirlerin alınması, ve c) Araştırıcılar üzerinde mali baskıların azaltılması. Araştırıcının bilimsel yanıltma ve saptırma yaptığı belirlenecek olursa yasal cezai hükümler muhakkak uygulanmalıdır. Sonuçlarının başkalarına ve hastalara zarar vermesi önlenmiş olmaktadır.
Copyright © 2024 Türk Kardiyoloji Derneği Arşivi