Türk halkında metabolik sendromun (MS) yaygınlığını, niteliğini ve koroner risk eklemedeki rolünü araştırmak üzere, TEKHARF 2000 yılı takibine ilişkin veritabanı incelendi. Popülasyon örneklemi, ölçümler ve tanımlar daha önce yayınlanmıştı. Bu çalışmada MS tanımı için, Amerikan yeni NCEP kılavuzuna uyumlu bir şekilde, beş unsurlu seçenekten üçünün varlığı alındı. MS, 30 yaş ve üzerindeki erkeklerimizin %28'inde, kadınlarımızın %45'inde tesbit edildi. MS'un öğeleri olarak her iki cinsiyette HDL-K düşüklüğü ile hipertansiyon, kadınlarda da abdominal obezite (bel çevresi >88 cm) yaklaşık %90 sıklıkla ortaya çıkmaktadır. Hipertrigliseridemi (>150 mg/dl) olguların çoğunda, glukoz intoleransı her 5 olgunun birinde gözlemlendi. MS'da açlık serum insülin düzeyleri diyabeti olmayan bireylerde bile ortalama %40-50 civarında yüksekti. Hiperinsülinemi (?10 mIU/L) MS'lu her 5 kişinin ikisinde vardı. MS'lu erkeklerin %15.5'u, kadınların %11.3'ü KKH tanısı almıştı. Buna göre, ülkemizdeki tüm koroner hastaları arasında MS'dan kaynaklananların payı %53 bulundu. MS'un KKH olasılığı, geri kalan yetişkinlere kıyasla 2 kat yüksekti; yaştan bağımsız olarak da %70 dolayında bir ilave koroner risk kattığı hesaplandı. MS'lular arasında yüksek risk düzeyi (prevalan KKH olasılığı >%20), total kolesterol/HDL-kolesterol oranının >5 ve yaşın erkeklerde ?50, kadınlarda ?55 olması kriterleri aracılığıyla belirlendi. Sonuç olarak MS'da, HDL-K düşüklüğü ile hipertansiyon ve de kadınlarda abdominal obezite varlığı kuraldır. KKH'na yakalanan yurttaşlarımızın çoğunluğunun altında yatan MS, yaştan bağımsız biçimde de önemli bir ilave koroner risk katmaktadır. Sağlanan bulgular, insülin direncinin MS'a diyabetik olmayan kişilerde bile yol açtığına ilişkin hipotezle uyum içerisindeydi. MS'lularda yüksek risk düzeyi, kolesterol oranını ve yaşı içeren iki kriter kullanmak suretiyle öngörülebilir.
Copyright © 2024 Türk Kardiyoloji Derneği Arşivi