AMAÇ Obezite, XXI. yüzyılın en önemli toplumsal salgını olup, Türk toplumunda insidansı yıldan yıla artmaktadır. Bu makalede, Türkiye’de obezite sıklığının güncel durumu ve yıllar içindeki değişimini değerlendirmek amacıyla, son 15 yıl içerisinde gerçekleştirilen epidemiyolojik çalışmaların sistematik derleme ve meta-analizi sunulmuştur.
YÖNTEMLER Türkiye’de son 15 yılda yapılan epidemiyolojik çalışmalar; Ovid Medline, Web of Science Core Collection ve ULAKBİM veritabanlarında, Sağlık Bakanlığı, Türkiye İstatistik Kurumu, Kardiyoloji, Nefroloji ve Endokrinoloji Dernekleri’nin web sayfalarında tarandı. Sadece bir bölgeye yönelik çalışmalar çalışma dışı bırakıldı. Analize alınan araştırmalar, özel bir yanlılık (bias) skoru ile değerlendirilerek yanlılık riski yüksek ve düşük olarak iki gruba ayrıldı. Vücut kitle indeksi, bel çevresi, obezite ve abdominal obezite prevalansı kaba (crude) değerler olarak hesaplandı. Meta-analizde rastgele etkiler modeli (random effects model) kullanıldı. Prevalans ve obezite değerlerindeki heterojeniteyi ve zamansal değişimi değerlendirmek üzere meta-regresyon analizi yapıldı.
BULGULAR Makale seçiminde ve yanlılık skorlamasında iki araştırıcı arasındaki uyum mükemmel düzeyde bulundu (kappa=0.95). Çalışmalar arasındaki heterojenite yüksekti. Beden kitle indeksi (10 çalışma, n=93.554) kadınlarda 28.2 kg/m2 ve erkeklerde 26.5 kg/m2 olarak hesaplandı. Obezite prevalansı (12 çalışma, n=106,553) kadınlarda %33.2, erkeklerde %18.2 idi. Bel çevresi ölçümü yapılmış altı çalışmada (n=66.591), değerler kadınlarda 89.72 cm ve erkeklerde 93.57 cm bulundu. Abdominal obezite prevalansı (5 çalışma, n=62331) ise özellikle kadınlarda daha da yüksek oranda (%50.8’e karşı %20.8) idi. Meta-regresyon analizinde yaşın çalışmalar arasında obezite prevalansındaki farklılıkları kısmen açıklayan bir faktör olduğu ama çalışmaların yapılma yıllarının obezite oranlarını değiştirmediği görüldü.
SONUÇ Obezite ve özellikle abdominal obezite oranı Türk kadınlarında önemli derecede yüksek olup, özellikle kadınlara yönelik sağlık politalarının geliştirilmesi gerektiğine işaret etmektedir.
Copyright © 2024 Türk Kardiyoloji Derneği Arşivi