Büyüme horm01ıu eksikliği (BHE), koroner arter hastalığına (KAH) predispozisyon sağadığı bilinen, lipid profili gibi, bazı risk faktörlerini olumsuz yönde etkileyerek kardiyovasküler mortalite ve morbiditeyi artırabilmektedir. Bu çalışmamn amacı henüz kalp tutulumu olmayan lıipofiz yetersizliği ve BHE'si olan hastalarda, büyüme hormonu replasman tedavisinin (BHRT), kan basmcı (KB), bozulmuş lipid profili ve vücut kompozisyonu üzerine etkilerini araşımııaktır.
METOD Endokrinoloji kl iniğinde izlenen ve kalp tutulumu olmayan (EKG, ekokardiyogram ve Ho/ter izlem bulgulan normal) 20 hipofizer yetersizliği olan hasta (13 kadın, ort. yaş : 51 ±6 yıl; 7 erkek, ort. yaş: 46±13 yıl) çalışmaya al mdı. Hasta/ann tamsı insülin tolerans testi ile konuldu . Di'~ er eksik lıipofizer hormon rep/asman.larım da alan hastalara, "Endocrine Society!GH Resem·ch Society Workshop on Adult GH Deficiency" tarafindan önerilen dozlarda 2 yıllık BHRT planiandı Tedavilerinin 6. ayım tamamlayan hastalar değerlendirmeye almdı. Tedavi öncesinde, 3. ve 6. aylarda, total kolesterol, LDL- kolesterol, trigliserid (TG), HDL-kolesterol ve açlık kan şekeri düzeyleri incelendi; ayrıca, sisıolik ve eliyasto/ik KB'leri, vücut kitle indeksi (VKİ) ve bel kalça oranlan da (BKO) ölçü/c/ii.
BULGULAR Tedavi öncesinde hastalar kardiyolojik açıdan normaldi. Tedavi süresince hasta/ann vücut kitle indeksleri değişmemekle birlikte, BKO'/eri anlamlı biçimde azaldı ( <0.05 ). Hasralann başlangıç KB'Ieri normaleli ve tedavi sonrasında da bir değişiklik olmadı. Toıal ve LDL- kolesterol düzeyleri anlamli şekilde azaldı (p<0.05). HDL-kolesterol düzeylerinde ise anlamlı derecede artış oldu (p<0.05). TG ve açlık kan şekeri düzeyleri ise istatistiksel olarak anlam!t olmamakla birlikte artma eğilimi gösterdi (p>0.05).
SONUÇ Altı aylık BHRT ile, lipid profilinde düze/me ve abdominal obezitede azalma şeklinde, kardiyovasküler risk faktörlerinde bir düze/me saptanmıştır. Ancak uzun dönemde bu olumlu etkilerin devam edip etmeyeceği konusu araştminıaya açıktır ve uzun dönemli prospektif çalışmalara ihtiyaç vardır.
Copyright © 2024 Türk Kardiyoloji Derneği Arşivi