Trombolirik teda vinin (TT) başarısının en önemli belirleyicisi sağlamlan damar açıklığından çok kurtarılan nıiyokard kitlesinin miktarıdır. Bir kısım hasrada rronıboliz sonrası sağlanan anjiografik akınıa rağmen doku peıfiizyonımun olanıayabi/eceği gösterilm iştir. TT sonrası mi yokard ca nlılı ğı ve fonksiyonlarının en önemli belirleyicilerinden biri de distal mikrosirkülasyonun (DMV) destmksiyon derecesidir. Distal mikrosirkulasyonun kantitasyonu ve fonksiyonları nın tayini koroner kapalı basınç (CWP) , kollateral akını indeksi (CFJ), ve DMV'nin hiperemik situmutusa yamtlılığınm (!:lP) tespiti ile mümkün olabilir. Bu çalışmada biz nıiyokard infarktiis/ü (MJ) hastalarda TT'nin DMV üzerine olan etkisini DMV'nin peıfiizyon basmcı ,foııksiyonları ve patentliğinin kantitatif olarak ölçülmesi yoluyla araşurdık. Materyel ve
METOD Bu çalışmaya infarktiisten sorumlu arterinde >%70 darlık ve TIM! (tlırombolysis in myocardial infarction) ll derecede akımı bulunan ve bu damarına akut MI sonrası 10 gün içerisinde PTCA ve /veya stent inıplantasyonu yapı lan toplanı 30 hasta dahil edildi. 15 hasta semptomlarımil başlangıcımn 6 saati içerisinde TT alm ı ştı. Anjiografiyi takiben fiberoptik basmç ölçer kılavuz tel (pressure wire) ilerieti/erek darlığın distaline yerleştirildi. Proksimal ve distal basınç lar simu/tane olarak bazal şartlarda ve adenosin hiperemisi altında kaydedildi. Balon ile total ok/üsyon sağlandığ ı anda tespit edilen distal basınç CWP olarak kaydedildi. CF/, simu/tane olarak tespit edilen CWP'nin ortalama aortik basınca bölünmesi ile bulundu. Transstenotik basınç gradientini arttırabilme kapasitesi (sağlanabilir !:l?) veya başka bir deyişle DMV'nin yamtlılığı, /ez yon u geçen hiperemik basınç gradient i nden islirahat basmç gradientinin çıkarılması ile bulundu.
BULGULAR TT alan grupta (grup / ) ortalama CWP, CFI ve P değerleri sırasıyla 27.7 ± 9.6 mmHg, 0.29 ± 0.09 ve 22.7 ± 7.4 mmHg iken TT alnıayan grupta (grup!/) sırasıyla 18.2 ± 6.2 mmHg, 0.19 ± 0.07 ve 12.2 ± 6.8 mmHg idi. Ortalama CWP , CF! ve !:lP değerleri grup 1 de anlamlı ölçüde fazla idi. Bu ortalama değerler arasındaki farklılıklar istatistiki olarak anlamlı idi (sırasıyla, p
Copyright © 2025 Türk Kardiyoloji Derneği Arşivi