ISSN 1016-5169 | E-ISSN 1308-4488
pdf
Akut Miyokard İnfarktüsünde Glukoz-İnsülin-Potasyum Solüsyonu Tedavisi ve Sinyal Ortalamalı Elektrokardiyografi Üzerine Etkileri [Turk Kardiyol Dern Ars]
Turk Kardiyol Dern Ars. 2000; 28(3): 161-167

Akut Miyokard İnfarktüsünde Glukoz-İnsülin-Potasyum Solüsyonu Tedavisi ve Sinyal Ortalamalı Elektrokardiyografi Üzerine Etkileri

Mehmet Sıddık ÜLGEN1, Kenan İLTİMUR1, A. Aziz KARADEDE1, Sait ALAN1, Nizamettin TOPRAK1
Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı, Diyarbakır

Akut miyokard infarktüsünde (AMİ), elektriksel sinyallerin ventrikül miyokardında parçalanması (fragmantasyonu) sonucu ortaya çıkan ventriküler geç potansiyeller (GP), sinyal ortalamalı elektrokardiyografi (SOEKG) ile saptanır. Ventriküler GP, ventriküler aritmi ve ani kalp ölümü ile ilişkili olduğu bilinmektedir. Son yıllarda glukoz- insütin-potasyum (GİK) solüsyonunun ventriküler aritmi ve mortalite üzerine olumlu etkiler yaptığı gösterilmiştir. Bu çalışmada AMİ'ünün erken saatlerinde GİK solüsyonu kullanımı ve SOEKG üzerine olan etkisi araştrılmıştır. Bu çalışma ilk Q dalgalı AMİ tanısı konan ve çalışmayı tamamlayan 72 olgu üzerinde yapıldı. Olgular GİK solüsyonu (300 g glukoz, 50Ü insülin, 80mEq KCl ImL/kg/saat) (n=34) ya da plasebo (serum fizyolojik 1000ml 1mL/kg/saat) (n=38) ile randomize edildi. Kontrendikasyon olmayan tüm olgulara trombolitik tedavi uygulandı. Tüm olguların ilk 24-48 saatler arasında 24 saatlik holter analizi, taburcu olmadan öne (6-9 gün, ortalama 7. gün) ekokardiografi ve SOEKG kayıtları alındı. Ayrıca kontrendikasyon olmayanlara sub-maksimal egzersiz testi uygulandı. Taburcu sonrası (AMİ'ün 30-40 günleri, ortalama 37. gün) SOEKG ve ekokardiyografi kayıtları tekrarlandı. Taburcu öncesi SOEKG kayıtlarında filtre edilmiş total FQRS süresi (FQRSı: 103±7 msn ve 108±11 msn p<0.05), düşük amplütüdlü sinyal süresi (HFLAı: 25±8 msn ve 32±11 msn, p<0.01) GP ı pozitifliği sıklığı (%20 ve %45 p<0.05) GİK grubunda plasebo grubuna kıyasla daha düşük bulunurken QRS sonundaki terminal voltaj ortalama karekökü (RMS-40ı: 45±18 ve 36±20, p<0.05) ve sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu (EF) % 54±9 ve %48± 8<0.05) GİK grubunda daha yüksek olarak bulundu. Taburcu sonrası alınan SOEKG kayıtlarında FQRS² (105±8 ve 110±10, p=0.05), HFLA² (26±7 ve 34±10 p<0.01 ), GP ² pozitifiği (%25 ve %38 p>0.05) GİK grubunda daha düşük iken RMS-40² (48±21 ve 33±19 p<0.05) ve EF (59±10 ve 52±11 p<0.05) plasebo grubuna oranla GİK grubunda daha yüksek bulundu. Hastane içi takiplerde post-Mi anjina pektoris saptanan olgu sayısı GİK grubunda anlamlı olarak daha düşük bulunurken (p<0.005) ventriküler aritmi sıklığı GİK grubunda daha düşük olmasına rağmen istatistiksel anlam taşımıyordu (p>0.05). Bu çalışmanın sonucunda AMİ olgularında GİK solüsyonu kullanımının, hastane içi ve sonrası erken dönemde kalbin elektriksel stabilitesi, SOEKG, iskemik olaylar ve sol ventrikül performansı üzerine olumlu etki sağlayabileceği sonucuna varıldı.



Makale Dili: Türkçe
×
APA
NLM
AMA
MLA
Chicago
Kopyalandı!
ATIF KOPYALA


Journal Metrics

Journal Citation Indicator: 0.18
CiteScore: 1.1
Source Normalized Impact
per Paper:
0.22
SCImago Journal Rank: 0.348

Hızlı Arama

Copyright © 2024 Türk Kardiyoloji Derneği Arşivi