AMAÇ Yeni gelişen koroner kalp hastalığı (KKH) ile belirli metabolik bozuklukları öngörmede fizik aktivite derecesinin rolü ve abdominal obezitenin olası aracılığı araştırıldı.
ÇALIŞMA PLANI TEKHARF çalışması 1997/98 ve 2002/03 taramalarında izlenen ve başlangıçta KKH tanısı bulunmayan, 28 yaş ve üzerindeki 3248 katılımcı (1601 erkek, 1647 kadın; ort. yaş 48±12) sekiz yıl süresince ileriye dönük olarak incelendi. Fizik aktivite derecesi aktif ve oturgan biçiminde sınıflandırıldı. Metabolik sendrom (MetS) tanımında erkekte abdominal obezite için modifikasyonlu ATP-III ölçütlerine uyuldu. Ölümlü olmayan KKH tanısı öykü, kardiyovasküler sistemin fizik muayenesi ve dinlenme EKG’lerinin Minnesota kodlamasına dayandırıldı. Ortalama izleme süresi 6.8 yıldı.
BULGULAR Yeni hipertansiyon, diyabet ve MetS gelişme oranları sırasıyla %39, %8.6 ve %25.4 bulundu. Cinsiyet, yaş ve bel çevresi için ayarlı fizik aktivite örnekleminde, aktif grubun oturgan gruba kıyasla nispi riskleri anlamlı biçimde düşük bulundu: Hipertansiyon için 0.76 (%95 GA 0.63; 0.91), diyabet için 0.66 (%95 GA 0.49; 0.89), MetS için 0.76 (%95 GA 0.60; 0.97). Fizik aktivitenin bu durumlardan koruması, bel çevresi ya da C-reaktif protein aracılığı dışında görüldü; çünkü, abdominal obezite riskinden koruması anlamlı düzeye ulaşmadı. Fiziksel aktivite derecesinin aterojen dislipidemi ile LDL-kolesterol yüksekliği ve KKH gelişme riskinde etkili olduğuna ilişkin kanıt ortaya çıkmadı. Egzersiz sayesinde erkeklerin diyabetten, kadınların hipertansiyondan anlamlı biçimde korunduğu görüldü. Metabolik bozukluklar bütününde ise, egzersizin sağladığı koruma iki cinste benzer bulundu.
SONUÇ Cinsiyet ve yaş için ayarlanan fizik aktivite, Türk yetişkinlerini yeni gelişen hipertansiyon, diyabet ve MetS’den korumaktadır. Bu korumanın, abdominal obezite ve inflamasyon sürecinin dışında esas olarak kan basıncındaki iyileşme üzerinden gerçekleştiği düşünüldü.
Copyright © 2024 Türk Kardiyoloji Derneği Arşivi