ISSN 1016-5169 | E-ISSN 1308-4488
pdf
Beyaz önlük hipertansiyonunda ve devamlı hipertansiyonda lenfosit DNA hasarı vetotal antioksidan durumunun değerlendirilmesi [Turk Kardiyol Dern Ars]
Turk Kardiyol Dern Ars. 2008; 36(4): 231-238

Beyaz önlük hipertansiyonunda ve devamlı hipertansiyonda lenfosit DNA hasarı vetotal antioksidan durumunun değerlendirilmesi

Ali Yıldız1, Mustafa Gür1, Remzi Yılmaz1, Recep Demirbağ1, Hakim Çelik2, Mehmet Aslan3, Abdurrahim Koçyiğit2
1Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi, Kardiyoloji Ana Bilim Dalı, Şanlıurfa
2Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi, Klinik Biyokimya Ana Bilim Dalı, Şanlıurfa
3Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı, Şanlıurfa

AMAÇ
Beyaz önlük hipertansiyonu (BÖH) ve devamlı hipertansiyon olan hastalarda lenfosit DNA hasarı ve total antioksidan durumu (TAD) araştırıldı.

ÇALIŞMA PLANI
Çalışmaya BÖH’lü 23 hasta (14 kadın, 9 erkek; ort. yaş 46±6), tanısı yeni konmuş devamlı hipertansiyonlu 21 hasta (13 kadın, 8 erkek; ort. yaş 45±7) ve kontrol grubu olarak, yaş ve cinsiyet açısından hipertansiyon gruplarıyla uyumlu 19 sağlıklı gönüllü alındı. Tüm olgularda ekokardiyografik ölçümler, kan basıncı ölçümleri ve 24 saat ambulatuvar kan basıncı izlemesi yapıldı. DNA hasarı periferik lenfositlerde alkalin tek hücre elektroforez (comet) yöntemi ile ölçüldü; serum TAD düzeyleri otomatik ölçüm yöntemiyle belirlendi.

BULGULAR
Hipertansiyon grupları arasında ekokardiyografik ölçümler ve anlık ölçülen sistolik ve diyastolik kan basınçları açısından anlamlı fark yoktu. Gündüz ve gece ölçülen kan basınçları devamlı hipertansiyonlu grupta anlamlı derecede yüksek bulunurken (p<0.05), BÖH grubundaki basınçlar kontrol grubuyla benzerlik gösterdi (p>0.05). Devamlı hipertansiyonlu grupta lenfosit DNA hasarı anlamlı derecede yüksek (BÖH ve kontrol grubu için, p<0.001), TAD düzeyi anlamlı derecede düşük (BÖH grubu için, p=0.012; kontrol grubu için, p<0.001) bulundu. Kontrol grubu ile karşılaştırıldığında, BÖH grubunda lenfosit DNA hasarı açısından anlamlı farklılık görülmezken (p=0.052), TAD düzeyi anlamlı derecede düşük idi (p<0.001). Hipertansif grupta lenfosit DNA hasarı, TAD düzeyi (r= -0.818, p<0.001), yaş (r=0.453, p=0.039), total kolesterol (r=0.550, p=0.010) ve LDL-kolesterol (r=0.539, p=0.012) ile anlamlı ilişki gösterdi. Çoklu lineer regresyon analizinde lenfosit DNA hasarı serum TAD düzeyiyle bağımsız ilişkili bulundu (ß= -0.717, p<0.001). Lenfosit DNA hasarı BÖH grubunda sadece serum TAD düzeyiyle ilişkiliydi (r= -0.458, p=0.028).

SONUÇ
Artmış oksidatif stresin göstergesi olan azalmış TAD düzeyi ve artmış lenfosit DNA hasarı, BÖH’li olgularda hedef organ hasarı oluşumuna katkıda bulunabilir.

Anahtar Kelimeler: Antioksidan/metabolizma, kan basıncı, kan basıncı izlemesi, ambulatuvar; DNA hasarı; hipertansiyon; lenfosit; oksidatif stres.

Sorumlu Yazar: Ali Yıldız, Türkiye
Makale Dili: İngilizce
×
APA
NLM
AMA
MLA
Chicago
Kopyalandı!
ATIF KOPYALA


Journal Metrics

Journal Citation Indicator: 0.18
CiteScore: 1.1
Source Normalized Impact
per Paper:
0.22
SCImago Journal Rank: 0.348

Hızlı Arama

Copyright © 2024 Türk Kardiyoloji Derneği Arşivi