AMAÇ İnvazif girişimlerin, koroner tezyonlarda fokal bir hasarianma yaratarak yüzey adeıyon molekü fü sekresyonwıda artışa yol açması beklenmektedir. Bu çalışnıamn amacı balon anjiyoplasti sonrasında oluşan damar zedefenmesine yani/ olarak bir adeıyon molekülü olan solub/e P( sP )sel ektin düzeylerindeki değişiklikleri araşiirmak ve restenazla ilişkisini değerlendirmekti.
YÖNTEM Çalışma grubu ilk kez efektif koroner anjiyopfasti endikasyonu konulan ardışık 26 olgudan oluşmakta idi. Herhangi bir infeksiyöz veya sistemik immün hastalığı olan ve immünomodiilatör ilaç ku((anan olgufar çaftşnıaya alınnıadı. Kontrol grubu, anjiyografik olarak koroner arter lıastaftğı olmayan yaş ve cinsiyeti çaftşnıa gm bu ile uyumlu 15 olgudan oluşuyordu . Tiim girişimle r aynı protokol ile uygulandı. Plazma sP-se/ektin düzeyleri girişinı den önce, hemen sonra ve 24 saat sonrasında EL/SA yöntemi ile ölçüldü.
BULGULAR Bazal plazma sP-sefektin düzeyleri, çalrşnıa olgufarmda kontrol grubuna göre anlamlı oranda daha yiiksek sapta n dı (68±23 ng!ml'e karşın 25 ±7n glnıl; p<0.05 ). Anjiyoplasti sonrasmda ise hemen yapılan ölçümlerde sP-se/ektin düzeylerinde bir değişiklik gözlennıezken, 24. saat ölçümlerinde anlamlı derecede yükselme nıevcuttu (sırasıyla 68±23 nglnıl, 63±21 nglnıl ve 133±20 n gl ml p<0.05 ). İzlenıde 8 olguda restenoz gelişti. Restenoz gelişenierin bazal ve 24. saat sP- se/ektin diizeyleı-i, gelişmeyenfere göre daha yiiksekti (bazal düzey/er: 84±8 ng!ml'e karşm 59±22 ng!ml, p=0,006; 24.saat düzeyleri 1 57±5 ng!ml'e karşın 120±1 3 nglmf, p=0,001 ).
SONUÇ Bu çalışnıamn sonuçları: 1) Plazma sP-se fektin diizeyi, koroner arter hastalarında yüksektir. 2) Koroner anjiyoplasti son rasında sP-se/ektin düzeyinde belirgin artış olmaktadır. Bu durum, bu mediatöriin balon hasarına damar duvarının verdiğ i yamttaki potansiyel rolünü belirtiyor olabilir. 3) Restenoz gelişen olgularda işlem öncesi ve so nrası 24. saat P selektin düzeyleri daha yüksektir. P selektin diizeylerindeki artış restenaza giden patofizyolojik sürecin tetikleyicisi olabilir.
Copyright © 2024 Türk Kardiyoloji Derneği Arşivi