Düşük dansiteli lipoprotein kolesterol (LDL-k) düzeyinde artış veya yüksek dansiteli lipoprotein kolesterol (LDL-k) düzeyinde azalma olmaksızın izole lıipertrigliserideminin koroner kalp hastalığı ( KKH) risk faktörii olup o lmadığı lıalen tartışma/ıdır. Tek değişkenli analizlerde riskfaktörü olarak görünmesi ne rağmen, tüm risk faktörlerinin dalı il edildiğ i çok değişkenli analizlerde risk faktörü olma özelliğinin zayıftadığı ileri siiriilmekte, ancak epidemiyolojik ve anjiyografik çalışmalarda bağımsız risk faktörü olduğwıa dair kamtlar giderek artmaktadır. 2000 yı lmda ülkemizde yapılan bir epidemiyolojik çalışmada da kadmlarımızda KKH için bağımsız major bir risk faktörii olduğ u gösterilmiştir. Hipertrigliseridemide trigliseridden zengin (TC-zengin) lipoproteinlerin direkt aterojenik etki ile, tıpkı akside LDL-k gibi, monosit ve makrofajlarda köpiik lıiicre/eri oluşturarak ve enelotele bağınılı tranıbolizi bozarak aterotrombozu başlattıkları ve bımun yanısıra diğer lipoproteinlerin aterojenik etkilerini kuvvetlendirerek KKH riskini artırdıkları ileri sürülnıektedir. KKH için bir risk faktörü olarak diişünüldiiğiinde, izole lıipertrigliserideminin tanımı da önem taşımaktadır. Bu der/enıede lıipertrigliserideminin aterosklerozdaki patofizyolojik ro/ii, risk faktör ii olup olmadtğmı araştıran klinik ve epidemiyolojik çalı şmalar ile alnıası gereken trigliserid (TC) eşik değeri üzerinde durıılacaktır.
Anahtar Kelimeler: Hipertrigliseridemi, koroner risk faktörü, koroner kalp hastalığıCopyright © 2024 Türk Kardiyoloji Derneği Arşivi