AMAÇ Kalp yetersizliği (KY) kılavuz önerilerinin klinik pratikte uygulanması zaman almaktadır ve genellikle gerçek yaşam şartlarında optimal düzeyde uygulanmamaktadır. Bu zorluğun önemli nedenlerinden biri hekim ile ilişkili faktörlerdir. Bu anket çalışmasının amacı, Türkiye’deki kardiyoloji uzmanlarının düşük ejeksiyon fraksiyonlu kalp yetersizliği (DEF-KY) tedavi tercihlerini belirlemektir.
YÖNTEM Anket çalışması 22 sorudan oluşmaktadır. Bu sorular, SurveyMonkey üzerinden yayınlanmış ve anket katılım linki birçok sosyal medya aracı üzerinden hekimlere ulaştırılmıştır.
BULGULAR Anket çalışmasına Türkiye’de görev yapmakta olan 177 kardiyoloji uzmanı ve asistanı katıldı. Katılımcıların ortalama yaşı 39.5, %73.3’ü erkek, %38.7’si eğitim ve araştırma hastanelerinde görev yapmakta idi ve sadece %10.2’si kendisini KY uzmanı olarak tanımlamaktaydı. Katılımcıların %80.1’i, DEF-KY tanısı için sınır ejeksiyon fraksiyonu değerini %40 olarak kabul ettiklerini belirttiler. Hekimlerin %52.6’sı anjiyotensin reseptör-neprilisin inhibitörü (ARNi) tedavisini ‘‘en etkili KY tedavisi’’ olarak kabul ettiklerini belirtmelerine karşın, %62.7’si ilacın geri ödeme kısıtlılıkları ve fiyatı nedeniyle, DEF-KY tedavisine ARNi yerine anjiyotensin dönüştürücü enzim inhibitörü (ADEi) ile başlamak zorunda kaldıklarını belirttiler. Katılımcıların %52.3’ü tedaviye farklı bir KY ilaç sınıfını eklemenin, halihazırda kullanılan ilaçların dozunu arttırmaktan daha önemli olduğunu belirttiler. Hekimlerin %69.5’i yeni tanı KY hastalarında, hastane yatışı sırasında dört KY ilaç sınıfını aynı anda başlamanın mümkün olduğunu belirttiler. Buna karşın günlük pratiklerinde, sırasıyla ADEi/ARNI, beta–bloker, mineralokortikoid reseptör antagonisti ve sodyum-glukoz ko-transporter 2 inhibitörlerini başladıkları sıralı yaklaşımı daha çok tercih ettiklerini belirttiler.
SONUÇ Bu anket çalışması, kılavuz önerileri ile gerçek yaşam uygulamaları arasında önemli farklılıklar olduğunu ortaya koymaktadır. Kılavuz önerilerinin, klinik pratikte uygulanabilmesi için sağlık sağlayıcıların gerekli önlemleri almalarına ve düzenlemeleri yapmalarına ihtiyaç vardır.
Copyright © 2024 Türk Kardiyoloji Derneği Arşivi