AMAÇ Atriyum fibrilasyonu (AF) mortalite ve morbidite artışı ile ilişkili en sık rastlanan ritm bozukluğudur. Atriyum fibrozu, AF’nin kateter ablasyonu sonrası nüks oranını artırır. Osteopontin, fibrozu da içeren çeşitli fizyopatololojik süreçlerde görev alan çok fonksiyonlu bir moleküldür. Atriyum fibrilasyonu kriyoablasyonu sonrasında serum osteopontin seviyeleri ile AF nüksü arasındaki ilişkiyi araştırdık.
YÖNTEMLER Çalışmamız ileriye dönük ve gözlemsel olarak tasarlandı; nöbetli (n=47) ve sürekli (n=13) AF’si olan 60 hasta çalışmaya dahil edildi. Serum osteopontin seviyeleri AF kriyoablasyonu işlem öncesi ve işleminden altı ay sonra ölçüldü.
BULGULAR İki AF hasta grubuna göre işlem öncesi ve sonrası osteopontin seviyeleri arasında farklılık saptanmadı (sırasıyla, p=0.286, p=0.493). İşlem sonrası osteopontin seviyeleri, işlem öncesi seviye ile kıyaslandığında anlamlı olarak yüksekti (32.18 ng/mL ve 15.58 ng/mL; p=<0.001). Sol atriyum çapı, AF tipi, işlem öncesi osteopontin seviyeleri AF ablasyonu sonrası nüks ile ilişkili saptandı (p≤0.05). Atriyum fibrilasyonu nüksünün bağımsız risk öngördürücülerini tespit etmek için yaşa göre düzeltilmiş çok değişkenli lojistik regresyon analizi yapıldı. Bunların arasında, AF tipinin (β=2.211 p=0.004, OO: 9.124, %95 GA [2.026–41.094]) AF nüksü açısından en önemli öngördürücü olduğu tespit edildi. İşlem öncesi osteopontin seviyeleri de AF nüksünü bağımsız olarak öngördü (β=0.059, p=.048, OO: 1.061, %95 GA [1.001–1.125]).
SONUÇ Çalışmamızda, AF’nin sürekliliği ve daha yüksek işlem öncesi osteopontin seviyeleri AF kriyobalon ablasyon tedavisi yapılan hastalarda nüksü bağımsız olarak öngördürmüştür. Biyokimyasal bir belirtecin kriyoablasyon sonrası nüks ile ilişkili olması, ablasyon tedavisi için uygun hastaların seçimi ve uzun dönem işlem başarısını değerlendirmede faydalı olabilir.
Copyright © 2024 Türk Kardiyoloji Derneği Arşivi