AMAÇ Kardiyolojide dijital sağlık teknolojilerinin (DST) kullanılmasının nedenlerini ve algılanan zorlukları tespit etmek.
YÖNTEM Türk Kardiyoloji Derneği üyesi kardiyologlara (n = 2789) 43 çoktan seçmeli sorudan oluşan çevrimiçi anket 10 Ocak-3 Mart 2022 tarihleri arasında gönderildi.
BULGULAR Ankete 308 kişi yanıt verdi (%27,6 kadın, %62,0 30-44 yaş arası). %42,5 ve %44,8’i sırasıyla üniversite ve devlet hastanelerinde çalışmaktaydı. 136/308’i (%44,2) kişisel sağlıklarını izlemek için akıllı cihazlar kullanmaktaydı. Sırasıyla 117/290 (%40,3) ve 193/299’u (%64,6) hastaları ve diğer hekimlerle tıbbi bilgi paylaşımı için sosyal medyayı kullandığını bildirdi. Giyilebilir cihazlar, kardiyak implante edilebilir elektronik cihaz ile teletakibi, mobil sağlık uygulamaları ve telekonsültasyon/televizit teknolojilerinin kişiler tarafından belirtilen önerilme sıklığı, DST’yi hem hastalar hem de hekimler için faydalı bulan katılımcıların oranından daha düşüktü. Hekimlerin en sıklıkla karşılaştıklarını ifade ettikleri engeller; artmış iş yükü ve sorumluluklar (193/245, %78,8), maddi karşılığın olmaması (164/245, %66,9) ve ilişkili eğitim sürecinin eksikliği (163/245, %66,5) idi. Düşük teknolojik uyum yeteneği (200/245, %81,6), düşük sağlık okuryazarlığı (197/245, %80,4) ve düşük alım gücü (195/245, %79,6) hastayla ilgili en sık bahsedilen engeller olurken, teknolojilerin maliyeti (170/245, %69,4), veri gizliliği ve güvenliği ile ilgili endişeler (141/245, %57,6) ve veri depolamadaki zorluklar (118/245, %48,2) en sık karşılaşılan teknik engellerdi.
SONUÇ Bulgular, hekimlerin çoğunun DST’nin hem kendileri hem de hastaları için yararlı olduğuna inanmasına rağmen, hastalara öneri sıklığının düşük kaldığını göstermektedir. Kardiyolojide DST’nin klinik pratikte uygulanmasının önündeki güçlüklerin üstesinden gelmek için çok yönlü bir iş birliğine ihtiyaç vardır.
Copyright © 2024 Türk Kardiyoloji Derneği Arşivi