Türk yetişkinlerinde koroner kalp hastalığı (KKH) morbidite ve mortalitesinin diğer toplumlardan farklı biçimde yüksek olduğuna ilişkin TEKHARF Çalışması bilgisi, yakın zamanda daha güçlü biçimde doğrulanmıştır. Bu derlemede, anılan gözlemin altında yatan kandaki koruyucu proteinlerin işlevlerini yitirmesinin, hatta proenflamatuvar ve aterojen niteliklere bürünmesi olayının, toplumumuzda metabolik sendrom (MetS) yaygınlığına eşlik eden dislipidemi, oksidatif süreç ve sistemik yangı sonucuna bağlanabileceği üzerinde duruldu. Koruyucu işlevlerinde bozukluk gözlemlenen proteinler yüksek yoğunluklu lipoprotein (HDL) parçacıkları ile, bunun üzerinde yer alan apolipoprotein (apo) A-I, A-II ve C-III, ayrıca, adiponektin olup dünyada ilk kez genel nüfusta tarif edilmektedir. MetS, tip 2 diyabet ve KKH’den oluşan kardiyometabolik riskte, kanda C-reaktif protein (CRP), apoB, apoC-III, fibrinojen yüksekliği ve adiponektin düşüklüğü gibi yangı göstergelerinin rolü, bunların MetS’e dair ATP-III tanımından bağımsızlık oranı ve bunda cinsiyet farklılığı TEKHARF Çalışması’ndan çıkan yayınlara dayanarak açıklanmaktadır. Üstelik, adiponektin disfonksiyonu ve HDL parçacıkları ile ilgili proteinlerin koruyuculuk bozukluklarının halkımızda kardiyometabolik riski büyük ölçüde artırdığı, KKH riskini yetişkinlerimizin yarısında geleneksel risk faktörleri kadar veya daha fazla yükselttiği bildirilmektedir. Sigara içiciliğinin Türk kadınlarında, başta CRP olmak üzere, disfonksiyonlu apoA-I ve viseral yağ birikimi üzerine olumlu etkileri aracılığıyla, hipertansiyon, MetS ve diyabet gelişmesini azalttığının altı çizilmektedir. Olağanüstü önemi içeren bu bilgiler, orta yaşlı Türk yetişkinlerinde kalp-damar sağlığına ilişkin önlem ve tedavi stratejilerinde köklü değişikliklere hızla gidilmesi yolunda ilgili ve yetkililere ışık tutmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Apolipoprotein, kolesterol, HDL, koroner hastalık; enflamasyon; risk faktörü; cinsiyet faktörü; sigara içme.Copyright © 2025 Türk Kardiyoloji Derneği Arşivi