Araştırma, koroner kalp hastalığının (KKH) başlıca risk faktörlerinin hekimlerimizce hasta dosyalarına ne oranda kaydedildiğini, risk faktör değerlerinin ne oranda ölçüldüğünü, hastane içinde ve sonrasındaki 6 aylık dönemde hastaların aldığı tedavi kalıplarını ve risk faktör modifikasyonunu incelemeyi amaçlamaktaydı. Bu amaçla, ülkemizin tüm coğrafi bölgelerinden üniversite, Sağlık Bakanlığı eğitim ve SSK hastanelerinden oluşan 15 kardiyoloji ya da iç hastalıkları kliniğinde toplam 547 koroner hasta çalışmaya alındı. KKH'na ilk defa yakalanan bu hastaların %69'u akut miyokard infarktüsü, %20'si kararsız angina, %11 'i koroner anjiyoplasti (PTKA) veya koroner baypas geçirmeleri nedeniyle dahil edildi. Yüzde 23'ü kadınlardan oluşan hastalar ortalama 58.1±10 yaşındaydı. Hasta popülasyonunun %5.1'i hastane içinde, %2.2'si müteakip 6 ayda kaybedildi. %32.4'üne PTKA, %18.1'ine koroner baypas ameliyatı uygulandı. Altı ay sonunda %13'ü hastaneye kontrole gelmeyen yaşayan hastalardan 441'inde anamnez, fizik muayene ve laboratuvar tahlili yoluyla bilgi edinildi. Dosyaların %43'ünde anamnezde kolesterol yüksekliğine, dörtte birinde diyabet varlığına ilişkin bilgi kaydedilmemişti. Hastaların %58'i sigara içiyordu, %20'si obezdi ( vücut kitle indeksi (VKİ) ? 30 kgm²) %49'u hipertansifdi (sistolik kan basıncı (SKB) ? 140 ve/veya diyastolik kan basıncı (DKB) ? 90 mmHg ve/veya antihipertansif ilaç alan hastalar). Yüzde 58'inde total plazma kolesterol düzeyi yüksekti (? 200 mg/dl). %57'sinde total kolesterol/HDL oranı 5'in üzerindeydi, %3l' inde açlık kan şekeri 126 mg/dL üzerindeydi. Altıncı ay kontrolünde hastaların %22.5' i hala sigara içmekteydi ve %17'si hala obez, %44'ünde kan basıncı yüksek, %41'inde total plazma kolesterolü ve %44'ünde total kolesterol/HDL kolesterol oranı ve %16' sında da açlık kan şekeri yüksekti. Miyokard revaskülarizasyonu yapılan grupta, başlıca risk faktörlerinin prevalansı daha da yüksek kaldığı gibi, ilaç kullananlar daha azdı. Akut koroner olay geçiren hastaların yarısının PTKA veya baypas cerrahisine tabi tutulduğunu gösteren çalışmada, her 4 hastanın yaklaşık üçünde aspirin, birinde statinler ve kalsiyum antogonistleri hem hastanede, hem de 6. ay kontrolünde kullanılmaktaydı. Buna karşılık hastanedeki nitrat (%67), beta bloker (%49) ve ACE- inhibitör kullanımı (%38), 6. ay kontrolünde %47, %28 ve %18 oranlarına düştü . Her beş hastanın ikisi diyet yapmadığını ve sedanter bir hayat sürdürdüğünü bildirmişti. Etkili bir risk faktör düzeltilmesi ve profilaktik uygun ilaç kullanımı ile ülkemizde koroner hastalarının ilerki mortalite ve morbiditelerini azaltmak için hekim ve kardiyologlarımızın daha etkin bir rol oynayabileceği sonucuna varıldı.
Anahtar Kelimeler: İlaç tedavisi, koroner kalp hastalığı, risk faktörleri, sekonder koruma, sigara içimiCopyright © 2024 Türk Kardiyoloji Derneği Arşivi