İleri mitral yetersizliğinin (MY) sol atriyal trombüs (T) oluşumunu önleyici etkisi bilinmektedir. Ayrıca, ileri MY'nin sistolik disfonksiyonu (SD) bulunan sol ventrikül (SV) içinde mural T oluşumunu da önleyebildiği öne sürülmüştür. Çalışmamız, SV sistolik disfonksiyonu bulunan olgularda iskemik MY varlığının SVT sıklığına etkisini araştırmayı amaçlamaktadır. Çalışma grubu, koroner anjiyografi ve sol ventrikülografi ile iskemik sol ventrikül SD bulunan 1313 hastadan (E 1133, K 180, yaş 56±18 yıl) oluşturulmuştur. Olguların hiçbirinde kronik antikoagülan kullanım öyküsü mevcut değildi. Epikardiyal koroner arterler 91 olguda normal olup, tek damar, 2 damar ve 3 damar hastalığı, sırasıyla 328, 330 ve 564 olguda mevcuttu. Anjiyografik MY ciddiyeti hafif, orta ve ileri olarak derecelendirildi. Septal (S), apikal (AP) ve/veya anterolateral (AL) segmentlerde diskinezi ve anevrizma, sırasıyla 394 ve 470 olguda bulundu. Posterobazal (PB), posterolateral (PL) ve/veya inferiyor (I) segmentlerde diskinezi ve anevrizma, sırasıyla 110 ve 181 olguda bulundu. İskemik dilate kardiyomyopati 158 olguda mevcuttu. Mural SVT 191 (%14.5), ciddi iskemik MY 125 (%9.5) olguda gözlendi. Seri genelinde, ileri MY bulunan olgularda, MY bulunmayanlara kıyasla SVT sıklığı anlamlı olarak düşük bulundu (%4 ve %15.6, OR: 0.2, p<0.001). İleri MY varlığında, gerek iskemik dilate kardiyomyopati (%6.8 ve %34.2, OR:0.19, p<0.001), gerekse segmenter SVSD (%2.5 ve %13.7 %, OR: 0.2, p<0.01) gruplarında SVT sıklığında anlamlı azalma bulundu. İleri MY'nin bulunuşu halinde SVT sıklığı AL,S ve A segmentlerde anevrizma bulunanlarda anlamlı (%3 ve %18, OR: 0.14, p<0.0001), diskinezi grubunda ise anlamlı olmayan bir azalma (%4.7 ve %16, OR: 0.26, p= 0.1) göstermekteydi. Buna karşılık, ileri MY PB, I ve/veya PL segmentlerde anevrizma veya diskinezi bulunanlarda SVT sıklığı üzerinde etkili bulunmadı (%3.7 ve %3, OR: 1.2, p>0.05). Sonuç olarak; (1) İleri derecedeki MY'nin gerek iskemik dilate kardiyomyopati, gerekse anteriyor SV duvar anevrizması bulunan olgularda SVT oluşumunu önleyebildiği düşünülmüştür.
Copyright © 2024 Türk Kardiyoloji Derneği Arşivi