Hipertansiyona ait kalp tutulumunun en erken bulgularından biri sol ventrikül diyastolik fonksiyon bozukluğudur. Ancak hipertansif hastaların bir kısmında ekokardiyografik incelemede herhangi bir patolojik bulgu saptanmayabilir. Çalışmamızın amacı mitral akımı normal olan hipertansif hastalarda Valsalva manevrasının diyastolik parametrelere etkisini incelemek ve bulguları sağlıklı kontrol grubu ile karşılaştırmaktır. Koroner arter hastalığı bulgusu olmayan 68 esansiyel hipertansiyonlu hasta (28 kadın, 40 erkek, yaş 50±7) çalışma grubuna alınmış, olgular mitral akimlarındaki E/A oranına göre diyastolik fonksiyon bozukluğu olan (n=36) ve olmayan (n=32) (DD-) olgular olarak ikiye ayrılmıştır. DD- olgulara ve 20 kişilik sağlıklı bir kontrol grubuna Valsalva manevrası yaptırılarak pulsed-Doppler mitral akımı ölçümleri manevranın ikinci aşamasında tekrarlanmıştır. DD- hastaların %72'sinde Valsalva manevrası ile E hızı azalmış ancak A hızının azalmaması hatta hafifçe artması nedeni ile E/A oranı 1.0'ın altına düşmüştür. Kontrol grubunda ise E ve A hızları birbirine yakın oranlarda azalmış ve E/A oranında belirgin bir değişiklik saptanmamıştır. Valsalva manevrası ile E/A oranı 1.0'ın altına inen olguIarın %47'sinde miyokard perfüzyon sintigrafisinde reversible defektler gözlenmiş buna karşılık E/A oranı 1 .0'in üzerinde kalan olguların hiçbirinde perfüzyon defekti izlenmemiştir. Sonuç olarak, hipertansif hastaların önemli bir kısmında diyastolik fonksiyonların bozulduğuna, diyastolik fonksiyonları değerlendirirken transmitral Doppler akım patterni normal olan hastalarda Valsalva manevrası uygulanarak altta yatan diyastolik disfonksiyonun ortaya çıkarılabileceğine ve bu diyastolik fonksiyon bozukluğunun hipertansiyona bağlı koroner arter rezervinde azalma ile birlikte seyrettiğine karar verilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Hipertansiyon, pulsed-Doppler ekokardiyografi, Valsalva manevrasıCopyright © 2024 Türk Kardiyoloji Derneği Arşivi