Akut miyokard infarktüsünde (AMİ) başarılı erken ve geç trombolitik tedavi ile infarkttan sorumlu arter açıklığının sağlanmasının, ventrikül hacimleri üzerine tehdit altındaki miyokardı kurtarmadan da öte etkileri iddia edilmiştir. Bu "açık arter hipotezini" irdelemek üzere, ilk kez hastalanan ve erken dönemde intravenöz strepkokinaz tedavisi uygulanan, anjiyografik olarak sol ön inen koroner arter (LAD) lezyonu sorumlu kabul edilen 42 anterior AMİ olgusu incelenmiştir. Hastalar, anjiyogramlarında infarkttan sorumlu arterlerinin açık veya kapalı oluşuna göre iki gruba ayrılmıştır. Sol ventrikül hacimleri ve ejeksiyon fraksiyonları (EF), 30 derece RAO pozisyonda alınan ventrikülogramların projeksiyonları üzerinden, tek plan alan-uzunluk elipsoid yöntemi kullanılarak bulunmuştur. İnfarkt alanları (İA) ise sol ventrikülü 24 eşit parçaya ayıran çaplardan, fraksiyonel kısalmaları normal kişilerin ortalama değerlerinden 2 standart sapma daha aşağıda olanlarının toplamı ile bulunmuştur. LAD reperfüzyonu sağlananlarda İA, sistol sonu ve diyastol sonu volüm indeksleri anlamlı olarak düşük iken (p<0.01, p<0.001, p<0.001), EF ve sol ventrikül basınçlarında iyileşme gözlenmemiştir (p>0.05, p>0.02, p>0.3). Sol ventrikül hacimlerinin İA ile önemli linear ilişki göstermesinden ötürü, erken reperfüzyonun infarktlı doku genişleme ve incelmesini azalttığı düşünülebilir. Fakat perfüzyon sağlanamayan gruptaki İA değerleri (İA>5) gözönne alınırsa, her iki grubun İA arasında anlamlı fark olmazken (p>0.01), perfüzyonlu grupta sistol sonu volüm indeksi (ESVİ) daha düşük bulunmuştur (p<0.02). Bu bulgular trombolitik tedavi ile infarkt yapan arter reperfüzyonunun, esas etkisi olan miyokard kurtarılmasından öte sol ventrikül boşluklarını küçülttüğünü, tedavinin başarısı yönünden de EF yerine ESVİ'nin tetkik edilmesinin uygun olacağını düşündürmektedir.
Anahtar Kelimeler: Miyokard infarktüsü, tromboliz, sol ventrikül yeniden şekillenmesiCopyright © 2024 Türk Kardiyoloji Derneği Arşivi