AMAÇ Bu çalışmada uzun dönem hemodiyaliz tedavisi gören hastalarda atriyal fibrilasyon sıklığı araştırıldı ve atriyal fibrilasyon için klinik ve ekokardiyografik risk faktörlerinin belirlenmesi amaçlandı.
ÇALIŞMA PLANI Çalışmaya sistolik fonksiyonları bozulmamış olan ve uzun dönemdir (ort. 41.6±39.8 ay) hemodiyaliz tedavisi gören 183 hasta (93 erkek, 90 kadın; ort. yaş 52±17) alındı. Atriyal fibrilasyon varlığı elektrokardiyografi ile belirlendi ve hastalar atriyal fibrilasyon olup olmamasına göre iki gruba ayrıldı. Diyaliz uygulanmayan günlerde konvansiyonel ve doku Doppler ekokardiyografik inceleme yapıldı. İki grup klinik, laboratuvar ve ekokardiyografik veriler açısından karşılaştırıldı.
BULGULAR Yirmi dört hastada (%13.1) atriyal fibrilasyon saptandı. Atriyal fibrilasyonlu hastalar yüksek yaş (64.9±9.8 ve 49.9±16.6; p<0.001), yüksek koroner arter hastalığı sıklığı (%37.5 ve %10.7; p=0.008) ve düşük serum albümin düzeyi (3.6±0.4 ve 3.9±0.5 mgr/dl; p=0.015) açısından anlamlı farklılık gösterdi. Bu grupta ekokardiyografik verilerden sol ve sağ atriyum çapları (p<0.05), mitral ve/veya aortik kalsifikasyon sıklığı (p=0.033), sistolik pulmoner arter basıncı (38.1±6.1 ve 28.5±5.5 mmHg, p<0.001) ve E/E’ oranı (11.8±3.8 ve 8.8±4.7, p=0.008) anlamlı derecede artmış bulundu. Çokdeğişkenli lojistik regresyon analizinde, yaş (odds oranı 1.09; %95 GA 1.00-1.17; p=0.036) ve sağ atriyum çapının (odds oranı 1.19; %95 GA 1.05-1.35; p=0.008) atriyal fibrilasyon gelişimi için bağımsız etkenler olduğu görüldü.
SONUÇ Bulgularımız hemodiyaliz hastalarında yaş ve sağ atriyum çapını atriyal fibrilasyon gelişimi için bağımsız öngördürücü olarak öne çıkardı. Ayrıca, E/E’ oranı ve pulmoner arter basıncı bu hasta grubunda atriyal fibrilasyon gelişimi için yeni risk faktörleri olarak değerlendirilebilir.
Copyright © 2025 Türk Kardiyoloji Derneği Arşivi