1973-1983 yılları arasında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Toraks ve Kalp Cerrahisi anabilim dalında 14, 1985-1989 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü Kalp Damar Cerrahisi anabilim dalında 6 olmak üzere, toplam 20 kalp tümörlü hastaya müdahale edildi. Hastaların 18'i primer, ikisi metastatik kalp tümörü idi. Primer tümörlerin 16'sı selim ve ikisi habis karakterdeydi. Yedisi asemptomatik olan bu hasta grubunda, en sık rastlanan klinik tablo konjestif kalp yetersizliğiydi. Hastaların üçü sadece ekokardiografi, beşi kateter ve anjiografi+ekokardiografi, diğerleri ise kateter ve anjiografi ile cerrahiye sevkedildi. Tüm vakalar kardiopulmoner bypass tekniği altında opere edilirken, 3 vakada ayrıca total sirkülatuar arrest kullanıldı. Total veya parsiyel eksizyon uygulanan bu hastaların 4'ü (% 20) eksitus oldu. Nadir görülen kalp hastalıklarından olan kalp tümörlerinde ekokardiografi gerek diagnostik aşamada gereksi postoperatif değerlendirmelerde kendine önemli yer sağlamıştır. Primer kalp tümörlerinde seçilecek tedavi yöntemi cerrahi rezeksiyon olup vakaların uzun süre takibi gerekmektedir. Kalp tümörleri nadir kardiak hastalıklar arasında yer almaktadır. İlk kalp tümörü vakası 1559 yılında Columbus tarafından bildirilmiştir 51). Goldberg ve ark. 1952 yılında ilk olarak yaşayan bir hastada atrial miksoma tanısını koymayı başarmışlardır. 1954 yılında rafoord ilk defa bir sol atrial miksomayı ekstrakorporeal sirkülasyon yöntemi kullanarak başarı ile rezeke etmiştir (3). Bigelow 1955 yılında hipotermi ile intrakaviter bir miksoma çıkarmıştır (2). Selim tümörlerde genellikle operasyon ile semptomlar hızla düzelmekte ve nüks seyrek olarak görülmektedir. Bu yazıda 20 kalp tümörlü hasta ile elde edilen deneyimler gözden geçirilecektir.
Anahtar Kelimeler: Kalp tümörleri, miksoma, Wilms tümörüCopyright © 2024 Türk Kardiyoloji Derneği Arşivi