Kalp yetersizliği, insidans ve prevalansı giderek artan önemli bir toplum sağlığı problemidir. Tedavide sağlanan ilerlemelere ragğmen halen yaşam kalitesi düşük, hastaneye yatış oranları yüksek ve prognoz kötüdür. Kalp yetersizliğine eşlik eden hastalıklar klinik seyri olumsuz etkilemekte, prognozu kötüleştirmekte, tedaviyi güçleştirmekte ve klinik tablonun kontrolünü zorlaştırmaktadır. Bu nedenle kalp yetersizliğine yönelik tedavi ile birlikte komorbid durumların tedavisi ve kontrolünün sağlanması önemle vurgulanmaktadır. Kalp yetersizliğinde en sık rastlanan komorbid durumlardan biri demir eksikliği ve anemidir. Mevcut veriler demir eksikliği ve aneminin hem düşük ejeksiyon fraksiyonlu hem de korunmuş ejeksiyon fraksiyonlu kalp yetersizliğinde yaygın olduğunu göstermektedir. Aynı zamanda kalp yetersizliğinde demir eksikliği ve anemi kötü prognoz için bağımsız prediktörler olarak bulunmaktadır. Ayrıca demir eksikliği ve aneminin klinik tablonun ciddiyeti ile güçlü bir ilişkisi söz konusudur. Son yıllarda komorbid durum olarak demir eksikliği ve/veya aneminin eritropoietin, oral demir veya intravenöz demir ile tedavisiyle kalp yetersizliğinde klinik yarar sağlanıp sağlanamayacağına ilişkin çalışmalar yapılmıştır. Eritropoietin ve oral demir ile yapılan çalışmalarda beklenen klinik yararlar sağlanamamış ve istenmeyen olaylarda artış gözlenmiştir. Anemi olsun olmasın demir eksikliği bulunan kalp yetersizliği olgularında intravenöz demir tedavisi ile yapılan çalışmalarda mortalitede olmasa bile klinik sonuçlarda anlamlı yararların gösterilmesi kalp yetersizliğinde demir eksikliğini tedavi hedefi konumuna getirmiştir. Rehber niteliğinde hazırlanan bu belgenin amacı, kalp yetersizliğinde demir eksikliği ve anemiye yaklaşımı güncel kanıtlar eşliğinde değerlendirmektir.
Anahtar Kelimeler: Anemi, demir eksikliği, kalp yetersizliği.Copyright © 2024 Türk Kardiyoloji Derneği Arşivi