Fallot tetralojisinin sağ ventrikülotomi yolu ile klasik tamirinde tatmin edici hemodinamik sonuçlar alınabildiği bilinmekle beraber, postoperatif geç dönemde ventriküler aritmiye bağlı ani ölümler ve sağ ventrikül disfonksiyonu, ventrikülotomi insizyonunun istenmeyen etkileri olarak ortaya çıkabilmektedir. İnfundibüler hipoplazi bulunmayan olgularda sınırlı bir ventrikülotomi ile yahut hiç ventrikülotomi yapmadan tam düzeltmenin sağ atrial yoldan yapılması ile bu geç dönem komplikasyonların ortadan kaldırılabileceği bildirilmektedir. Enstitümüzde Ocak 1987 - Temmuz 1996 tarihleri arasında annüler ve infundibüler hipoplazisi bulunmayan toplam 92 Fallot tetralojisinde tam düzeltme transatriyal yoldan yapıldı. Yaş ortalaması 5.6±3.2 yıl olan hastaların tümünde ventriküler septal defekt onarımı ve infundibüler rezeksiyon triküspit kapak içerisinde yapıldı. Pulmoner valvüler darlığı bulunan 57 hastada valvotomi yine aynı yaklaşım ile gerçekleştirildi. Hastalarınh kardiyopulmoner bypass çıkışında sağ ventrikül - Sol ventrikül basınç oranı ölçülerek, 0.8'in altında bulunan değerlerde sağ ventrikül çıkım yolundaki genişlemenin yeterli olduğu kabul edildi. Basınç oranı 56 hastada 0.8'in altında (ort. 0,58±0.21) bulundu. Bu oranın 0,8 ile 1,14 arasında değiştiği 36 hastada ise tekrardan kardiyopulmoner bypass'a geçilerek sınırlı bir ventrikülotomi yapıldı ve perikarddan hazırlanan yama ile sağ ventrikül çıkım yolu genişletldi. Bu işlem sonrasındaki basınç oranları 0,45 - 0,76 (ort. 0,62 ± 0.16) arasında ölçüldü. Postoperatif erken dönemde 2 hasta düşük kalp debisi, 1 hasta sepsis, 1 hasta kanama nedeni ile kaybedildi (% 4.4). Toplam 72 hastanın (% 82) ortalama 59,2±33,9 ay takip süresinde mortalite görülmedi. Bir hasta postoperatif 6. ayda rekürren ventriküler septal defekt nedeni ile reoperasyona alındı. Yapılan ekokardiyografik incelemelerde, pulmoner kapaktan ölçülen akım hızının 1,29 - 2,24 m/sn olduğu, sağ ventrikül çıkım yolunda gradiyentin 5 ile 22 mmHg arasında değiştiği belirlendi. Tüm hastalar semptomsuz ve ilaç kullanmamakta idi. Sonuç olarak bu çalışma, annüler ve infundibüler hipoplazi bulunmayan Fallot tetralojilerinin transatriyal yoldan düzeltilmesinde gerek anatomik gerek hemodinamik açıdan etkin ve güvenli sonuçlar alındığı gibi, uzun ventrikülotomi insizyonuna bağlı olarak postoperatif geç dönemde görülebilen ciddi komplikasyonlardan uzaklaşmanın mümkün olduğunu göstermektedir.
Anahtar Kelimeler: Fallot tetralojisi. transatriyal düzeltmeCopyright © 2024 Türk Kardiyoloji Derneği Arşivi